Ch 5TH Avenue'de,St-Regis Oteli'nin içinde servis veren Adour'da ,Alain Ducasse'ın modern bakış açısı,executive chef Didier Elena'nın yaratıcılığı ve ülkeye özgü özel ürünlerle birleşiyor.
Eğer yemekle aranız iyiyse,tadım menüsünü seçip,mümkün olduğunca değişik lezzetler denemenizi öneririm.
Kitapçıları,tiyatroları,yemekleri,alışveriş imkanları ve insanları...New York'ta nereye giderseniz gidin kendinizi hoş bir tecrübenin içinde bulacaksınız.
Özgürlük Abidesi'ne,Empire State Binası'na,Central Park'a ve de Times Square'e hayran kalacaksınız..
Modern Sanat Müzesi dünyanın en ünlü müzelerinden biridir.Guggenheim Müzesi ve Modern Tarih Müzeleri de onun kadar ünlüdür.
Eğlence ve sanatın merkezi olan şehir,çok geniş bir damat tadı yelpazesi sunuyor.Sanırım Dünya mutfakları birbirine hiç New York'ta olduğu kadar yakın olmamıştır....
''When Harry Met Sally'' filminin bir sahnesi çekildiği mekanda,Harry'yle Sally'nin masasında oturup,New York'un en iyi hot dog'unu tadabilirsiniz.Bu şehre gidip de Katz'daki mükemmel şarküteri ürünleriyle hazırlanan sandviçlerin tadına bakmadan dönmek olmaz.Buranın,kendi ürettiği sucuklar,salamlar,sosisler,kurutulmuş etler,dil ve salatalık turşusu çok meşhur.1888'te Rusya'dan gelen bir aile tarafından Manhattan,Lower East Side'da açılan şarküteri hala geleneksel metodları kullanıyor.Burada doğal lezzetler,değişmeyen bir kaliteyle buluşuyor.
Alain Ducasse'ın yemek sanatına hayranım.Eğer ziyaret ettiğim şehirde,Ducasse'a ait bir restoran varsa,ilk gece kesinlikle buraya giderim.Onun yarattığı yemekler beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadı.Orjinal lezzet uyumları,değişik dokuların birlikte sunulmasıyla oluşan harmoni beni hep süprizlere boğdu.Adour'daki deneyimim de,kusursuz servisi ve yemekleri sayesinde rüya gibi.
5TH Avenue'de,St-Regis Oteli'nin içinde servis veren Adour'da,Alain Ducasse'ın modern bakış açısı,executive chef Didier Elena'nın yaratıcılığı ve ülkeye özgü ürünlerle birleşiyor.Eğer yemekle aranız iyiyse,tadım menüsünü seçip,mümkün olduğunca değişik lezzet denemenizi öneririm.Klasikleşmiş yemeklerden,fırında Colorado kuzusunu ve tereyağlı Maine ıstakozu denenmeye değer.Yemeğinizi seçtikten sonra,sommelier Andre Compeyre'in şarap uyumuyla ilgili tavsiyelerini kesinlikle dinlemelisiniz.Bu dönemde restoranda,sadece sebzelerden oluşturulmuş tadım menüsünü denemek mümkün.
Wd-50...Moleküler gastronominin inanılmaz ve gerçek dışı muhteşemliği...Son zamanlarda yediğim en iyi yemek...Yemek demek yeterli değil.Sanat eseri desem daha iyi olur.
2004'te restoran James Beard Foundation'dan ''en iyi yeni restoran'',2008-2009'da ise Wylie Dufresne,''New York2un en iyi şefi'' ödüllerine layık görüldü.
New York,Manhattan'ın Lower East Side tarafında modern ve rahat bir dekora sahip olan mekana girince sıcak ve arkadaşca bir karşılama ile bara doğru yönlendiriliyorsunuz.Konuşkan olan barmen ortamının arkadaşça sıcaklığı daha da arttırıyor.
Yemeklerin hepsi birbirinden eğlenceli..Evet! ''eğlenceli-sıradışı-olağanüstü'' kelimeleri bu restoranın tarzını en iyi şekilde betimliyor bence.
Tabaklardaki görsel zevk ve tatlardaki büyüleyici uyum insanı kendinden geçiriyor.Yemek boyunca ''waow'',''mmm'' gibi sesler çıkarmadan duramadım.Moleküler gastronomiye bir kez daha hayran kaldım.
Başlangıç yemeklerinden birtanesi klasik bir üçlü olan Bagel-Somon Füme-Krem peynir'in modernleştirilmiş versiyonuydu.Bagel zannederek çatalı değdirdiğim şey aslında bagel şeklinde krem peynirli dondurmaydı.Kaz ciğerini kestiğimde ise ortasından mükemmel kıvamda bir çarkıfelek sosu aktı.Tüm yemekler süprizlerle doluydu...
Sushi yemek istiyorsanızda doğru Yasuda...:)
CC
No comments:
Post a Comment