Friday, January 14, 2011

Gece hayatı ve muhteşem sahilleriyle ünlü MiAMİ


Miami'nin değişik kültürlerden değişik insanları bir araya getiren cazibesi,muhteşem sahil manzaraları,gün batımında gökyüzünün aldığı inanılmaz güzellikteki renkleri,sizi yerinizde oynatmaya başlatacak kıvrak müzikleri ve lezziz yemekleri,Miami seyahatinizin çok doğru bir seçim olduğuna sizi ilk günden ikna edecek.

Eğer Miami'ye ilk gelişinizse,gümrükten geçip valizinizi almaya giderken ilk farkedeceğiniz şey,ingilizce'den çok ispanyolca konuşulduğu olacak.Miami nüfusunun yaklaşık %60'dan fazlası Latin.Miami'nin halk arasında bir diğer adı 'Little Cuba'.Bunun sebebi 1965'da Fidel Kastro'nun Küba'da idareyi ele almasından sonra birçok kübalının Miami'ye göç etmiş olması.




Nasıl yani ben Amerika'da değil miyim,niye burada ingilizce konuşulmuyor diye panik olmadan havaalanından çıkar çıkmaz,ilginizi çekecek diğer şey de yüzünüze çarpan ıslak ve sıcak hava olacak.

Miami'de çok nadir soğuk hava oluyor.Kış hemen hemen hiç yok gibi.Arada kazak  ya da ceket giymenizi gerektiren günler oluyor ama yılın büyük bölümünde hava sıcak ve hatta ıslak.Bunun nedeni tropik iklimden dolayı havanın genellikle nemli olması.

Miami sabah muhteşem güzel ve güneşli bir güne uyanıp öğleden sonra havanın kararıp bardaktan boşalırcasına yağmurun yağdığı ve akşam olmadan her yerin kuruyup sanki biraz önce şakır şakır yağmur yağan yer burası değilmiş gibi gün içinde ikliminin sürekli değiştiğini gözlemleyebileceğiniz ender şehirlerden biri.

Eğer sıcak iklimi,okyanusu,güneşi,sıcakkanlı insanları,müziği dans etmeyi ve değişik ülkelerin lezzetlerini tatmayı seviyorsanız,sokaklarda ingilizce'den çok ispanyolca duymak sizi rahatsız etmeyecekse Miami sizin şehriniz,Will Smith'in şarkısında söylediği gibi ''WELCOME TO MİAMİ''......





Trafik problemi olmadan gölünüzce gezip yürüyebileceğiniz yerlerden biri Miami Beach'teki Lincoln Road.Burası trafiğe kapalı,oldukça geniş ve uzun bir cadde.Her iki tarafında restoranlar,resim sergileri ve mağazalar var.Hem yemek yiyebilir,alışveriş yapabilir hem de sokakta pandomim yapan ya da New Orleans'da olduğu gibi belli bir karaktere bürünüp dakikalarca bazen saatlercehiç kıpırdamadan duran sokak sanatçıları ya da amatör dans gruplarını seyredebilirsiniz.

Bu caddede dünyanın her mutfağından lezzetler bulmak mümkün.Hatta Pasha's diye fast food tipi bir restorant var eğer Türk yemeklerini özlediyseniz burada bulabilirsiniz ama uyarmadı demeyin Türkiye'de yiyebileceğiniz kadar lezzetli değil.

Bir sürü güzel ve lezziz yemek sunan restorant var ama acele birşey atıştırayım diyorsanız,Pizza Rustica'nın muhteşem pizzalarından tatmayı unutmayın.Tatlı canınız çektiyse İtalyan dondurması gelato yapan bir dükkan var,oraya da uğramayı ihmal etmeyin.
Yürürken arada resim sergilerine de girmeyi ihmal etmeyiniz.Çok güzel ve enteresan eserlere rastlayacaksınız.New York ve Los Angeles'ta olduğu gibi Miami'de de ağırlıklı olarak göze çarpan Art Deco stili eserlerden bazılarını Lincoln Road'da görmek mümkün.

Bir de Segafredo diye bir coffee shop var.Daha çok insanlar dışarıda oturuyor.Caddenin orta yerinde büyük bir alanı kaplamış bir sürü koltuğun dışarıda olduğu bir yer.Sanki arkadaşının evine kahve içmeye gitmişsiniz de sadece evin duvarları yok.Burası kahveleriyle ünlü.Binbir çeşit kahvesi var.Bir yorgunluk kahvesi içmeden buradan ayrılmayın.




Tek dezanatajı  burası geceyarısı 2.00'de bile gitseniz tıklım tıklım dolu,koltuklardan birine değil de normal sandalyeli bir masaya  düşebilirsiniz.Lincoln Road'da bir sürü insanı da köpeğini gezdirirken göreceksiniz.

South Beach'te en çok gittiğim restoran News Cafe.Burası da sabah kahvaltısı ,öğle ya da akşam yemeği ya da  sadece bir kahve  ya da kokteyl için ideal.South Beach üzerindeki restoranlar birbirinden canlı kıyafetleriyle sizi içeri çekmeye çalışan hostesleri ve müzikleriyle oldukça renkli ama en calısı hangisi derseniz,Mangos diye bir restoran/kulüp var,neredeyse günün her saati garsonlarını kadın ya da erkek barın üstünde dansederken görmek mümkün.Bu danslar oldukça profesyonelce sergileniyor ki '' acaba bu insanların profesyonel anlamda bir dans geçmişleri var mı?'' diye düşünmekten insan kendini alamıyor.

Miami'deki değişik kültürler,Miami'deki zengin müziklerin sahibi.Kübalılar,konga ve rumba getirmiş;Dominikalılar bacata ve merenge,Kolombiyalılar valenato ve kumbai,Karayipliler reggie ve kalipso.

South Beach'te yemek konusunda alternatifler çok fazla ama eğer italyan mutfağına düşkünseniz size tavsiyem Danny De Vito'nun sahip olduğu ''De Vito South Beach'' yemek yemelisiniz.Tek kelimeyle mükemmel.





Atlantik Okyanusu'nun büyüsünden biraz kendinizi kurtarabilirseniz Coconut Grove Bölgesi'nde Vizcaca'yi ve Carol Gabels'da Fairchild Botanical Gardens'i görmeden şehirden ayrılmayın.

Aktivitelerden geriye hala zamanınız kaldıysa biraz da alışveriş yapayım diyorsaniz birbirinden ünlü ''designer''markaların olduğu Bal Harbor Shop'da alışveriş yapabilirsiniz.Burası açık havada,birbirinden lüks mağazaların olduğu hem alışveriş yapıp hem birşeyler yiyebileceğiniz ya da kahve içebileceğiniz zevkli bir mini alışveriş merkezi.

Chanel,Escada,Dolce&Gabbana,Hermes,Michael Kors,Miu Miu,Versace,Yves Saint Laurent burada mağazaları olan desiğnerlardan sadece birkaçı.

Miami'de önerebileceğim bir kaç gece kulübü ise Mansion,SET,LIV...

Şehrin söyle bir içinize çekmeden ,lezziz yemeklerini tatmadan,değişik ülkelerden bir sürü insanın oluşturduğu Latin kültürünün Akdeniz insanına yakın misafirperverliğine tanık olmadan ve gökyüzünün gün batımında aldığı muhteşem renkleri seyretmeden şehri terk etmeyin.

Miami'de çok popüler olan mojito yada margarita'dan da bir yudum alıp şöyle Atlantik okyanusuna karşı ''salud'' diyerek kadehinizi kaldırmadan gitmeyin...İnanın bu son dediğimi yapmazsanız Miami'yi tam anlamıyla yaşamış olmayacaksınız




Evet,Miami şöyle bu haftasonu atlayıp da gidelim diyebileceğiniz kadar Türkiye'ye yakın bir şehir değil ama bu seyahati yapma zahmetinde bulunursanız birbirinden güzel anılar ve tatlarla döneceksiniz.Bir dahaki sefere görüşmek üzere ''ADİOS''.....


ÇİGDEM CEYLAN

Thursday, January 13, 2011

En popüler kayak merkezleri


 İSVİÇRE-ST.MORİTZ

İsviçre'deki kayak merkezlerinin en ünlüsü,pahalı zevklerin buluşma noktası.St.Moritz,Alpler ile kendi adını taşıyan gölün birleştiği yamaçta bulunmaktadır.Kayak merkezindeki toplam 350 kilometre uzunluğundaki 250 pistte güneş hiç eksik olmuyor.Yılın 320 günü St.Moritz'de hava ışıl ışıl.



3.055 metreye kadar çıkabilen 55 kayak teleferiğine rağmen , tatil zamanlarındaki kuyruklar biraz problem oluşturabiliyor.Aralıktan nisana kadar kayak tutkunları için pek çok aktivite var.Uluslararası Alpin kayak yarışması,snowboard yarışmaları,kayak maratonu,donmuş göl üzerinde köpek yarışları ve buzda kriket ilk akla gelenler.

Dar ve çok zor pistleriyle ünlü 'Diavolezza Tepesi',çevik ve hırslı kayakçılar için ideal.Ama tek derdiniz kayak değilse şanslısınız.Çünkü kentin gece hayatı çok renkli.Civardaki kulüplerde,çılgın partilerden birine katılabilirsiniz.

St.Moritz'de can sıkıntısına yer yok.Gününüzün bir bölümünü kayak,snowboard yaparak,Piz Nair Tepesi'nde gün batımını seyrederek ve atlı arabalarla orman yollarında dolaşarak geçirebilirsiniz.

Cartier mücevherleri ve Rolex saat satan mağazalardan alışveriş yapabilirsiniz(ben gittiğimde bu iki mağazadan kendimi zor dışarı atmıştım hepsinden almak istemiştim:) kesinlikle giderseniz uğrayın).Üstelik şanslıysanız,Christie's ve Sotheby's Müzayede Evleri'nin yılda bir kere dağda yaptığı müzayedelere denk gelme ihtimaliniz var.


İTALYA-CORTİNA D'AMPEZZO

1981 yapımı James Bond filmi 'For Your Eyes Only',İtalya'nın en şık kayak merkezinde çekildi.Alpler'in doğusundaki Dolomiti Dağları'nın manzarasına sahip Cortina d'Ampezzo 1956 yılında kış olimpiyatlarına ev sahipliği yapmış.

Her seviyedeki kayakçılara hitap eden toplam 115 kilometrelik  pistler,bugünde italya'nın en gözde kayak merkezi.



Sporcular,faklı yükseklikteki pistlere beş teleferik ve 24 telesiyej ile çıkabiliyor.Cortina'da rüzğar gibi hıza ulaşıp,kartpostal gibi uzanan manzaraya doğru kaymanın keyfi bir başka.

Çünkü pistler profesyonel kayakçılar için biraz küçük;bu yüzden de kalabalık değil.Amatör bir kayak tutkunu iseniz,burası tam size göre.Buraya,spor yapmak amacıyla gelenleri yanı sıra temiz dağ havası,manzara,yaya dolaşabileceğiniz seçkin butikler ve antikacılarla dolu caddeler için ziyaret edenlerin saryısı da çok.

Kayak sonrasıeğlence aktiviteleri ve yamaçlarda kurulu yiyecek büfeleri da kayaktan fazlasını sunuyor.



AVUSTURYA-KITZBÜHEL

Kayak sporuyla ilgilenenler için Kitzbühel'in yeri özel.Çünkü 'kayak şampiyonalarının yapıldığı yer' olarak tanınıyor.İki ana kayak bölgesindeki pistlerin uzunluğu,toplam 158 kilometre.Usta kayakçılar,baş döndürücü inişler yaparak,pistten piste geçebiliyor.






700 yıllık geçmişe sahip kasabada kayak 1892'den beri popüler.Bölgedeki kayak okullarıda uluslararası üne sahip.Dünya Kupası'yla akıllarda kalan Hahnenkamm pisti,dik ve zorlu olsada,Kitzbüeheler Horn ve Bichlalm gibi kolay kayak bölgeleri,yeni başlayanlar için ideal.

Bölgede iki büyük teleferik,altı telekabin,27 telesiyej ve 28 teleski sayesinde rahatlıkla zirveye ulaşılabiliniyor.

Kitzbühel'de,hafta sonu tatilcileride epey fazla.Bu yüzden pistler kalabalık ve kar seviyesi biraz sorun.Burası geleneklerine bağlı Avrupalıların yanı sıra,gece hayatına düştkün genç kayakçılar ve snowboardcular için uygun.

Çünkü Kitzbühel'de elektronik müzik çalan kulüpleri de,klasik müzik eşliğinde akşam yemeği sunan seçkin restoranlarıda görmek olası.Kitzbühel,tam bir kozmopolit bir kayak merkezidir.





FRANSA-COURCHEVEL


Avrupa'nın en gözde kayak merkezi,üç vadiyle birleşmiş 600 kilometrelik kayak pistine sahip ve 189 lifti ile dünyanın en geniş kayak alanlarından.Pistlerde suni kar makinaları sayesinde de devamlı kar var.Resort,farklı yüksekliklerde ve mimari mözelliklerde üç bölümden oluşuyor.En görkemlisi de 'Courchevel 1.850'.En yüksek tepe seçkin konukları ,1.650 metre daha uygun fiyatlarıyla genç ve enerji dolu kayakçıları,1.550 metre ise çocuklu aileleri ağırlıyor.





Doğa tutkunları Courchevel'de yalnızca kayak yapmakla kalmıyor,bembeyaz karda çam ağaçları arasında keşif yürüyüşlerine çıkabiliyor.Burada her türlü konfor mevcut.

Courchevel'de kayak sonrası aktiviteler dillere destan.Bowling kapalı yüzme havuzu,sauna,squash,olimpik pistte buz pateni,ski jumping,ve yamaç paraşütü kayak merkezindeki etkinliklerden bir kaçı.Otellerde şöminelerin önünde başlayan 'happy hour'da içkinizi yudumlayıp,akşam yemeğiniz için bögedeki 'Le Bateau Ivre veya Le Chabichou' gibi seçkin restoranların birinde yerinizi ayırtmayı unutmayın.


KANADA-WHISTLER

Whistler'da yerleşim dört farklı bölgede toplanıyor.En alçak seviyede konumlanan Village North,sakinlik arayan kayakseverler için ideal.Whistler Village kasabanın merkezi.Genelde her türlü aktivite,restoran,kulüp ve mağaza bu merkezde yer alıyor.

Whistler ve Blackcomb tepelerine ulaşan teleferikler de burada.Blackcomb kaymayı sevenlere hitap ederken;Whistler Creekside,doruğa yakınlığı nedeniyle usta kayakçılara için uygun.

Whistler'da snowboard sevenler şanslı;çünkü muhteşem parklar var.Merkezde her seviye için ayrı bölgeler oluşturulduğunda acemiler,ileri seviyeler ve profesyoneller birbirini rahatsız etmeden kayabiliyor.








Uzun süren kayak sezonu,kaliteli karı ve pistleriyle Whistler,mükemmel bir kayak tatilini mümkün kılıyor.Whistler'da fondü turuna katılmak sabah kuş sesleriyle zirvede kahvaltı etmek ve Alaska kurtlarıyla kızak kaymak sunulan alternatiflerden bazıları.200 kilometrelik teleferik alanı boyunca yer alan rafting,bungee jumping,at biniciliği,helikopter kayağı,dağ bisikletleri gibi outdoor aktiviteleri ile Whistler en güzel kayak merkezlerinden bir tanesi....


ABD-ASPEN

Bembeyaz bir örtüyle kaplı 1.340 metre yükseklikteki bir tepede olduğunuzu düşleyin.Şehrin kalabalığına ragmen,rahatça kaymanıza imkan veren 70 kilometreden uzun pistiyle Aspen,Batı Amerika'nın en gösterişli kayak merkezi

Aspen'de kayak keyfi için dört ayrı seçenek var.Ajax'taki yamaçların yaklaşık yarısı orta seviye,diğer yarısıda uzman kayakçılar için ideal.

130 pisti ile Highlands en heyecanlı kesintili pist arazilerinden birine sahip ve namı 'kayak merkezinin vahşi çocuğu'.

Eğer snowboard yapacaksanız veya acemi kayakçıysanız Buttermilk Dağı,siz göre.Son alternatif ise çocuklu aileler için şehirden 20 kilometre uzaktaki Snowmass.Liftler,bu dört kayak merkezine erişimi sağlıyor.

Kayak sonrası ikram edilen 'Campari'ler,Aspen'in elitist ruhunun göstergesi gibi...



ÇİĞDEM CEYLAN

Sunday, January 9, 2011

Haydi Milano'ya,ALIŞVERİŞE...


Alplerin 48 kilometre güneyindeki şehrin ana merkezi katedralin bulunduğu Duomo Meydanı.İşte tam buradan başlıyoruz alışveriş turumuza.Şehri ve vitrinleri keşfedeceğiz.Amaç alışverişi keyifli hale getirmek.Kısa molalar vereceğim yolda.

Duomo dünyanın üçüncü büyük katedrali.İnşaatını 1386'da Dük Gian Galeazzo başlatmış.

Önce Duomo'nun yanındaki ''Milano'nun oturma odası'' olarak bilinen Galleria'ya gidelim.




Cam tavanlı yapı Duomo il opera binası Scala'yı birbirine baglıyor.Ortada ,yerde gördüğünüz mozaik o dönemde birleşen İtalyan şehirlerinin sembollerini içeriyor.

Dükkanları keşfettikten sonra soluklanmak için Bar Si veya Zucca'da oturup kahve ya da bir kadeh şarap için.



Yemek zamanıysa pasaj kadar eski olan şehrin en iyi restoranlarından Savini'ye uğrayın.Kırmızı kadife koltuklarda risotto tadın.



Kentin en önemli binalarından Teatro alla Scala,her yıl sezonu Milano'nun aziz Ambrogio'nun bayramı olan 7 Aralık'ta açıyor.

Scala'nın hemen yanındaki sokaklar ünlü modacıların mekanı.Monteapoleone,Della Spiga,Manzoni,Via Borgospesso ve Via Sant'Andrea alışveriş çılgınlarının cenneti.

Duomo,Cavour ve San Babila meydanları arasındaki bölüm,kentin önemli alışveriş yerlerinden Armani'den Gucci'ye tüm tanıdık isimler burada.Burada Bvlgari Hotel&Resort'ta konaklayabilirsiniz.


Armani Megastore,Via Manzoni'de.Emporio Armani,Armani Jeans ve Armani Casa'nın ev ürünlerinin yanı sıra alt katta Sony bulunuyor.

Emporio Cafe'de ya da New York'un ünlü Nobu Sushi barında yemek yiyebilirsiniz.

Dolce&Gabbana'nın kadın bölümü Via Della Spiga'da (San Babila) erkekler ise Via Della Spiga (Montenapoleone),genç modelleri Corso Venezia'da (palestro).

Dilerseniz Dolce&Gabbana'nın Via Carlo Poerio'daki restoranına uğrayabilirsiniz.İtalyan mutfağını tadabilirsiniz.

Etro'nun magazası Via Montenapoleone'da.Via Spartaco'Da ise diğer mağazası bulunuyor.

Miu Miu'nun kadın kıyafetleri ve ayakkabılarını Corso Venezia'Da bulabilirsiniz.

Missoni'nin renkli kıyafetleri Via Sant'Andrea'da karşımıza çıkıyor.

Moschino'nun erkek ve çocuk mağazası Via Durini'de kadın ürünleri Via Sant'Andrea'da.

Size tavsiyem bu şık mağazaları gezdikten sonra akşamüstü şehrin en güzel pastanelerinden  Cova'da bir kadeh şampanya eşliğinde yoldan geçen şık italyanları izleyin:)


Çigdem Ceylan

Saturday, January 8, 2011

LAS VEGAS'TAKİ EN İYİ RESTORANLAR


SUSHİ ROKU-3500 Las Vegas Blvd South
Las Vegas, NV 89109




NOODLES-3600 South Las Vegas Boulevard, Las Vegas
(702) 693-7223



AUREOLE-Tavsiyem:CARAMELİZED QUAİL.

7660 West Cheyenne Avenue
122, Las Vegas - (702) 367-4992


BOA STEAKHOUSE-tavsiyem:surf turf

3500 South Las Vegas Blvd Las Vegas, NV 89109



BRADLEY OGDEN

3570 South Las Vegas Boulevard Las Vegas, NV 89109




CRAFTSTEAK-tavsiyem:roasted rıb steak for two

3799 South Las Vegas Boulevard
Las Vegas, NV 89109



DANİEL BOULUD

3131 Las Vegas Boulevard South Las Vegas, NV 89109-1967




FİAMMA-tavsiyem:ricotta tortellini

3799 Las Vegas Boulevard South Las Vegas, NV 89109-4319




OLİVES

3600 Las Vegas Boulevard South Las Vegas, NV 89109-4303




KOİ
3667 Las Vegas Blvd,South Las Vegas, NV 89109


SENSİ

3600 Las Vegas Boulevard South
Las Vegas, NV 89109-4303


Çiğdem Ceylan

Güzelliğiyle nefes kesen cennet ada PHUKET


Güneydoğu Asya ülkesi Tayland'ın elliden fazla adası içinde en büyük ve en popüler olanı Phuket,Tamil dilinde 'Kristal Dağ' anlamına geliyor.Yeryüzünün en ilham verici cennet köşelerinden biri olan Phuket,iklim nedeniyle yıl boyunca sıcak..Kristal gibi denizi incecik kumlarla kaplı göz alıcı kumsalları ile yeryüzünde bir cenneti anımsatan Phuket,tropikal bitki örtüsü,ünlü tapınağı ve şık butik otelleriyle yılın her ayı özellikle kasım-haziran döneminde tatil yapmak isteyenler için harika bir seçenek.







Temmuz ve ekim döneminde muson yağmurlarının etkisi altında olacağı için özellikle su sporları yapmaya uygun olmayan adayı ,kasım-nisan ayları arasında gezmenizi tavsiye ederim.

Başkenti Phuket City olan adanın yanı sıra James Bond adası da gezinizde mutlaka görmeniz gereken yerler arasında olmalı.Lost'un üçüncü sezon,sekizinci bölümünün de çekildiği Phuket'te ulaşım ise tuk -tuk diye bilinen araçlarla kolayca sağlanabiliyor.




NELER YAPMALI?

Phuket'e gelmişken mutlaka şık bir resortta kendinize meşhur Thai masajı hediye edin.Thai dans gösterilerinide izlemeyi ihmal etmeyin.Adanın merkezinde bulunan ve kalbi sayılan Phuket kasabasını mutlaka ziyaret edin.Kasabadan istediğiniz her türlü hediyelik eşya satın alabilir,adanın sosyal yaşantısını gözlemleyebilirsiniz.Ayrıca kültürel bir tur olacak olan kasaba gezinizde 19'uncu yüzyılda bir kalay işleme merkezi olarak anılan Phuket'in aynı yüzyıldan kalma Sino-Portekiz tarzı alışveriş mağazaları ve kafelerini görebilirsiniz.

Ekim-nisan ayları arasındaki dönem Phuket için su sporları zamanı.Berrak suları uzak mesafe görüş açısı sunduğu için dünyanın en iyi 10 dalış adreslerinden biri olan Phuket'te tüm deniz sporları yapma imkanı sunuyor.Golf tutkunlarınada müjde;Phuket'te golf turizmi de bir hayli gelişkin....




NE YEMELİ?

Phuket'te Çin restoranlarından Fransız mutfağına kadar her damağa hitap eden tatlar sunan birçok restoran bulunuyor.Ancak Phuket'e gelmişken Tayland mutfağına doyma niyetindeyseniz,deniz ürünleri ve egzotik meyvelerle pişirilen tabaklardan bol bol yiyeceksiniz demektir.Kafelerde egzotik meyvelerle yapılan taze kokteyllerin tadına da mutlaka bakın.

Hem içindeki antikalarla göz alan hem de enfes mutfağıyla gönlünüzü fethedecek olan China Inn Cafe'ye de uğramadan dönmeyin.





Baam Rim Pa ve Raya Thai Cuisine adada en iyi Tayland yemeklerinin servis edildiği adresler arasında.Mom Tri's Kitchen da özellikle yüksek sezonda mutlaka rezervasyon yaptırarak gitmeniz gereken bir diğer iddialı restoran.






SOSYAL YAŞAM?

Bu cennet beldeye gelmişken yapılacak en güzel şey,kendinizi doğanın güzelliğine bırakmak ve yerel halkla sohbet etmek olabilir.Bunun için de kafe ve meyhanelere gitmelisiniz.Ufak tefek meyhaneler,meze dükkanları,bahçe içive teras kafeleri Phuketlilerin sosyal yaşamı en yoğun yaşadıkları adresler.

Phuket iddialı bir gece hayatı sunuyor.Gece hayatını yaşamak istiyorsanız özellikle ünlü otellerin bar ve kulüpleri iyi birer seçenek olabilir.

Phuket'de gece hayatını deneyimlemek isteyenlere Patong Beach Nightlife ve Phuket Beer Bars tavsiye edilebilir.Patong Beach'te canlı müzik ve travestilerin renkli kabare şovları renkli bir gece sunuyor.







Çiğdem Ceylan